10 Haziran 2013 Pazartesi

Dün, bugün ve yarın seçime doğru giderken... Türkiye

Son 2 haftadır gelişen olaylar, üç vakte gelecek seçimler. Sağdan, soldan tartışamarl vs... derken geçmişten bugüne şöyle bir geleyim, yarın olabilecekler hakkında şöyle bir fikir beyan edeyim istiyorum. Hazır sağda solda bugün seçim olsa haberleri gelirken Amerika'yı yeniden fethetmeye gerek olmadığı yönünde düşüncem var. 80 sonrası yapılan genel seçimleri göz önüne alarak şöyle bir istatisk çıkaralım, sonra da öngörümüzü belirtelim. Hesaplamaları kabaca yaptım özet olsun diye, kaynak olarak sevgili wiki'yi aldım hızlı bir hesaplama adına. Geri kalan kısım kitaplardan, haberlerden akılda kalanlar.

1983 seçimleri:

Anavatan  % 45
Halk Parti % 30
MDP        % 23 oy dağılımı. Seçime katılım %92,26 şeklinde. Hükümette yer alan partilerin seçime göre yüzdesel toplamı %98, bu da demek oluyor ki mecliste halkın temsil oranı %90.


1987 seçimleri:

Anavatan % 36
SHP         % 25
DYP        % 19
DSP         % 9
RP           % 7
MHP       % 3 şeklinde bir oy dağılımı var. Seçime katılım oranı % 93,28. Hükümette yer alan partilerin seçime göre yüzdesel toplamı %80. Halkın mecliste temsil oranı bu seçimde çok düşüyor %75. Seçim barajının %10 oranında olması her beş kişiden birinin temsil edilmemesi anlamına geliyor. Buna seçime katılmayanları da ekleyince oran daha da düşüyor. Her dört kişiden biri aslında söz sahibi gözükmüyor.

1991 seçimleri:

DYP         %27
Anavatan  %24
SHP          %21
RP            %17
DSP          %11 oy dağılımı mevcut ama bu sefer de önceki seçimden hayal kırıklığı olanların tepkisi olsa gerek seçimlere katılım oranı %84. Oy alan partilere ve mecliste temsil durumlarına bakınca %100 görülüyor. Bu seçimlerde oy veren tüm vatandaşların neredeyse mecliste temsili söz konusu %84... Tabi insanların göreli olarak demokrasiye olan inancları düşmüş duruyor.

1995 seçimleri:

Refah     %21
A.vatan  %20
DYP       %19
DSP        %15
CHP       %11
MHP      %8
Hadep      %4  şeklinde oy dağılımı görünüyor. Daha önceki seçimlere istinaden daha çok sesli bir seçim tespit edilebilir tabi yine seçim barajına takılma yaşanıyor.  Seçimlere katılım oranı %85, Meclise giren partilerin aldığı oy oranı %86, Halkın temsil oranı ne yazık ki yine yerlerde %73. Neredeyse üç kişiden biri temsildenyoksun. Çok seslilik göstermelik duruyor, demokrasi kan kaybına uğruyor. Bu arada kürt milliyetçiliğinin cılız da olsa yükseldiğinizi görüyoruz. Özal'ın 1993 senesinde günümüzde hala tartışılan ölümüne dikkat çekmek istiyorum.

1999 seçimleri:

DSP       %22
MHP      %18
FP          %15
A.vatan  %13
DYP      %12
CHP       %9
HADEP %5
BBP       %2
Bağımsız %1 Yine çok sesli bir seçim, diğer yandan katılım oranı %87. Meclise girebilenlerin yüzde oranı %81. Mecliste temsil oranı ise daha da düşüyor %70, Her on kişiden üçü yine dışarıda. 98 gerginlikleri merkzde oy kaybı yaratırken, Ecevit önderliğinde sol/ sosyal demokrat oylarında yükselme mevcut. Bu aynı zamanda 80 sonrası sol eğilimli bir partinin ilk defa liderliğe oturması durumunu da getiriyor. CHP ise baraj altı kalıyor, Sosyal demokratların (SD) oylarında bir birleşme söz konusu diğer yandan SD'lerin belkide ilk defa %25 altında temsili oluyor. Merkez oyların ciddi bir şekilde sağa kaydığı görülüyor. %35 lik bir milliyetçi / muhafazakar seçmenlerde artış gözlemleniyor. 1999 Abdullah Öcalan'ın yakalanması bu dönemde önemli gelişme oluyor, 2001'de patlak veren kriz ise bir çuval inciri berbat ediyor.

2002 seçimleri:

Demokrasiye olan inancın daha düşmesi %30 lara varan temsil edilememe oranı seçmeni partilere küstürüyor, seçime katılım oranı %79 sonrası en düşük katılım herkese bir mesaj oluyor. Bu seçimlerde kalıplar yıkılıyor meclise sadece iki parti girebiliyor. Mecliste katılım oranı %43 ile diplerde geziyor. Ülkenin yarısından fazlası aslında temsil edilemiyor, bu süreci AKP iktidarı çok iyi kullanıyor.

AKP        %35
CHP        %19
DYP        %9,5
MHP        %8
GP            %7
DEHAP    %6
Anavatan  %5
SP             %3  Bu seçimde tüm oylar dağılıyor, ama herkes baraja takılıyor. 2001'deki kriz solumsu olayları düşürürken, terörün azalmaya yüz tutması ile milleytçi oylar bir miktar daha merkeze kayıyor. RTE önderliğinde AKP sükseki bir giriş yapıyor ve %35 ile Özal'dan beri yapılamayanı yapıyor ve lider parti olarak CHP önünde mecliste yerini alıyor. Kriz en çok Ecevit'i vuruyor %1 ile ceza kesiliyor. 2002 ve sonrası gelişmeleri biliyorsunuz o yüzden buralarda dönüm noktalarını belirtmeyeceğim.

2007 seçimleri:
AKP %47 ile rekordan rekora koşuyor.
CHP %21 ile oylarını arttırmış gözükse de, sosyal demokratların tek çatı altında toplanmasını değerlendiremiyor. Zira DSP seçimde CHP'yi destekliyor...
MHP %14
Bağımsız %5
DP    % 5
GP    %3
SP    %2 Ülke genel olarak merkez sağ /  milliyetçi / muhafazakar bir hale bürünüyor. 2002-2007 terör olaylarının yeniden patlak vermesi halkın eğilimlerini değiştiriyor. Halkın sola tepkisi büyük oluyor, liberal seçmenlerden de destekçi bulan AKP hükümeti ortalığı kasıp kavuruyor, süreç Baykal'ın sonunu hazırlarken, Kürt milliyetçiliği kendine mecliste yer buluyor. Bağımsız seçilen grup kendine lobi yapabiliyor. Halkın seçime katılımoranı %84, partilerin mecliste oranı %87 oranında temsil oranı %73 seviyelerinde.Sosyal demokratlar eski günlerinden çok çok uzakta kalıyor. One minute olayını da unutmamak lazım...

2011 seçimleri
Bu seçimler irili ufaklı bir çok parti kendini gösterme çabasına gidiyor ama %1 oranlarını zor gören gruplar kendilerini dışarda buluyor. Katılım oranı %83 olarak hala istenilen düzeyde değil %92-93ler düşen bu oranı ben daha çok sol eğilimli seçmenin demokrasiye olan inancının kaybolması olarak yorumluyorum.

AKP %50 ile bir kez daha darbe vuruyor.
CHP %26 ile Kemal önderliğinde oyunu arttırsa da istediği başarıyı elde edemiyor.
MHP %13 alarak eski günlerinden uzakta, muhalefetteki başarısızlık AKP'nin oylarını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Bağımsız %7  oranı ile BDP grubu altında Kürt Milliyetçiliğini meclise taşıyor. Mecliste katılım oranı %96, halkın temsil edilmesi ise önceki 2 seçimden hallice oluyor %80 oranları görüyor. Yetmez ama evet...


201.... seçimleri
Netlik kazanmasa da 2014 te üç seçim dedikoduları dolaşmaya başladı. PKK ile yapılan müzakereler, yüzeysel bakınca iyileşen!! ekonomi, Gezipark ve sonrasında gelişen olaylar, ileri demokrasi!! uygulamaları, Suriye meselesinde takınılan tavır süreci nasıl etkiler düşünelim.

Önce Bağımsızlardan bahsetmek istiyorum, son süreçte AKP karşısında kürt milliyetçiliği hususundaki işleri oranlarını en azından satbil tutmaya yetecek ve 33-40 arası bir milletvekili sayısı ile kendilerine yer bulacaklardır.
MHP; AKP'nin dış politikada Suriye politikaları ve PKK müzakere sürecinden memnuniyetsiz seçmenleri arkasına alabilirse %20'yi geçemese de oylarını 3-4 puan civarında arttırabilir.
CHP etkisiz muhalefeti ile oy oranınını %30lara çıkaramayacak görüşündeyim. Eğer aynı oy oranını yakalarlarsa bunu bir başarı olarak görmeli. Zira şu sıralar onların yapması gerekenleri, halk yapmakla meşgul. Diğer yandan AKP'nin tutumu nedeni ile sol görüşlü seçmenin tepki olarak desteğini alma olasılığını da yok sayamayız. Zira hala %10 oranında oy kullanmayan bir grup var.
Merkez sağ oylarını domine eden AKP zafer sarhoşluğunun etkisi ile artan gücünü yanlış kullanmasından, liberal kesimin desteğini kaybedecektir. Diğer yandan muhafazakar oylarını koruyacak gibi durmaktadır. Diğer yandan daha muhafazkar kesimde AKP'nin meşruiyetinin sorgulanmaya başladığı gözükmekte. Bağımsız adaylar ile AKP nin oylarının çalınması olası görünüyor. Yine 2-3 milletvekilinden fazlasını alabilirler mi bilmyorum.

2013 seçimleri için tahminim AKP 'nin kan kaybına rağmen iktidara olacak gibi durması. Meşruiyetini kaybetse de seçmenin AKP'yi, önceki seçimlerde başka partilere yaptığı gibi alaşağı etmesi pek mümkün durmuyor. Bu tempoda giderlerse son şansları olacak gibi.

CHP         %29 civarını küskün seçmenini de alırsa görebilir, yoksa %26 da kalması çok olası. Seçmenin çoğu AKP'ye tepki oyu verdiği için aslında bu Kemal için bir başarı sayılmaz, zira Kemalist seçmenin sabit bir yüzdesi var.
MHP        %17 ile oylarını arttıracaktır
Bağımsız  %9 oranında bir oy alması yüksek durmakta. Zira tüm bağımsızları Kürt milliyetçiliği altında değerlendirmiyorum, genel bağımsızlardan bahsediyorum.


Şu yüzdeler ile ilk etapta %45 oranında bir oy AKP için kalıyor, ki %4 lük kaybın daha daha artabileceğini düşünüyorum; bu durumda %38-40 oranında bir oy ile lider parti olacaklardır. %24 oranında sabit bir kesim AKP'ye net oy verecek olsa da, sempatizanlarından küstürdükleri oranları başka yöne çekebilir.

Önümüzdeki seçimlerde milllet vekili dağılımı da tahminimde şöyle olacaktır.

AKP 280
CHP 152
MHP 78
Bağımsız BDP 37
Bağımsız Diğer 3

şeklinde olabilir, bu en olası oran gibi durmakta.


Sabredip okuyanlar teşekkür ediyor; konu hakkında yorumda bulanacakların yorumlarını bekliyorım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder