18 Ocak 2011 Salı

Adını hüzün koydum

Dizi pazarına her gün bir yenisi daha eklenirken, bazı bazı diziler var ki çoğu insan göre saçma gelir de, ben severek izlerim. Yine bir tanesine denk geldim ki Hazal Kaya'nın oynadığı Adını Feriha Koydum. Potansiyel yorumları tahmin edebiliyorum bu konuda bir sıkıntı yok. Biraz sonra anlatacaklarım ile ilgi çeşit çeşit istisnalar da var, hatta muhtemelen günü birlik Paris turuna çıkan uç zenginler de yoktur, varsa da gitmezler diye düşünüyorum. Yoksa giderler mi lan?

Zengin ile fakir arsında ve zengin ile zengin arasındaki farkları belirginb ir biçimde ufaktan abartarak vermişler. Bir yanda kapıcı kızı ile çocukluktan arkadaş olan iyi zengin kız, diğer yanda ekonomik olarak kendinden düşük durumda olanları böcek misali ezmeye çalışan, bunu her fırsatta yapmaya çalışan ve egoları o kadar yüksek olan ki , kaşısındakinin başarısından delirircesine rahatsız durumdaki marginal! zenginler.

Fakir kızımız Etiler'de lüks bir apartmanda kapıcı ailesinin bir ferdi olması, yine burslu bir vakıf üniversitesi öğrencisi olması durumlar arasındaki farkı uçurumlar düzeyine çıkarmış.

Of ben ne diyorum ya, dizi özeti yapmayacağım. Diziyi izlerken karakterlerin bazılarına sinir oldum. Kendimi Feri'nin koymak zor olabilir, ama bulunduğum konum itibari ile her iki statüye de eşit mesafede olduğumu düşünen bir insanım. Biraz düşündüm, belki biraz dah fazla. Erkek olmanın getirdği avantajlar var tabi, ama bir kız için bazı şeylerin ne kadar sıkıntılı olduğunu bir kez daha doğruladım.

Daha söyleyecek çok şeyim var ama burada sosyolojik tespitler yapıp, bilmişlik taslamayacağım. Okuyan arkadaşlar ne demek istediğimi anlayacaklardır diye düşünüyorum. Neyse öyleydi işte, ben bir gideyim yarın yine geleyim. Zira yedi saat sonra girmem gereken bir adet Turkish Economy finali var.

İyi geceler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder