
Hayattan gerçek bir kesit olarak algılanması çok da zor olmaz aslında. Bir yandan balıklara göz kulak olması gerekn bir balıkçı cocuk, diğer yanda balıklardan birer tanesini gözlerine kestiren içi geçmiş kedi bakışları... Diğer yanda ise balıkçı çocuğun kedilerden pek de farklı olmayan duygularla balıklara bakması.
Kediler gibi bir çare yükümlü olduklarını yaparken, doğasını inkar eden bir hali var. Kediler gibi durup, onlar gibi bakması nefsini; lakabı ise görevini tanımlıyor kuvvetle muhtemel.
Özetle aslında biz kimiz? Üstümüze biçilen görev mi; yoksa içimizden gelen dürtülerimiz mi?
Olduklarımı ve arzularımız... Bu aralar kimi bloglarda yer alan sitemlerden yalnızca biri..
P.S: Bu yazıyı yazmama zamanında vesile olan zat-ı muhtereme teşekkürlerimi sunuyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder